1916’dan beri Rusya’da durum gerçekten çok karışıktı. Ülkede liberal burjuvazinin etkili muhalefeti yanında, Sosyalist Parti’nin ihtilalci tavrı bütün suçlamaları çar ailesine yöneltiyor, yiyecek yokluğu ve açlık korkusu halk kaynaşmalarının haklı sebebi oluyordu.
Bir ayaklanmayı önleyebilmek ümidiyle Prens Yusupof Aralık 1916’da Rasputin’i öldürmüştü. Ama tedbirler için vakit çok geçti.
9 Şubat 1917’de halkın fırınları yağmalamasıyla başlayan hareket çığ gibi büyüdü. 12 Mart’ta isyana askerler de katıldı. Hükümet istifa etti.
Şimdi ülkede iktidarın sahibi yoktu ve duma lağvedildiği için sahipsiz kalan iktidarı ele almakta tereddüt ediyordu. İşte sosyalistler bu boşluktan yararlanmayı bildiler ve Geçici Sovyet Yürütme Komitesi’ni kurdular. Hedef artık proleterya diktatörlüğüydü.
Tahtın boş oluşu Rusya’yı fiilen bir cumhuriyet yapıyordu. Bu coşkunlukla komite emrinde Yerel Sovyetler kuruldu.
İşçi ve asker milletvekillerinin katıldığı Sovyetler Konferansı toplandı. Devrimi bütünlemek ve taviz vermeden barış yapabilmek için Bolşeviklere güveniliyordu. Bolşevikler sayıca Menşeviklerden azdı. Ama beklenmedik bir yardımla duruma hakim oldular.
İhtilali körükleyerek Rusya’nın teslim olmasını umut eden Almanlar, özel zırhlı trenle Lenin ve arkadaşlarının gizlice Rusya’ya girmesini sağladılar. Lenin Sovyet Diktatörlüğü ve barışı kabul ettirdi. Sloganları söyledi: Fabrika işçiye, toprak köylüye, iktidar Sovyetler’e. Seçilen hedef ise kurulacak bir sınıf cumhuriyetiydi.
Bu sloganlar savaştan yılmış asker ve toprak sahibi olacağına inanan köylü züerinde son derece etkili oldu.
Ordu dağılmıştı. Bolşevikler ise bir proleterya milisi kurmuşlardı.. Bu kuruluş daha sonra Kızıl Muhafızlar Teşkilatı’na dönüşecekti.
Ancak bir ara hükümet duruma hakim oldu. Lenin kaçtı. Troçki tutuklandı.
Ama bu iktidar Bolşevikleri engelleyecek güçte değildi ve onlar Eylül ayında şehirlerdeki Sovyetler’de çoğunluğu ele geçirmişlerdi. Lenin, artık iktidarı kesinlikle alma zamanının geldiğini ve bunun için harekete geçmenin gerektiğini söylüyordu. Fikirlerini kabul ettirdi. Rusya’ya döndü. Bolşevikler başkenti işgal ettiler. İkinci Sovyet Kongresi’nin ilk kararı barış oldu. Toprak reformu, köylü Sovyetleri ve Bolşevik Hükümet Teşkil edildi.
Karşıdevrim de ezilince ordunun tamamı devrimi kabullendi. Moskova işgal edildi. Arka arkaya rejimin kurumları tesis edildi. Çeka ve Kızılordu kuruldu.
15 Aralık’ta ateşkes antlaşması yapıldı ve 3 Mart 1918’de Brest Litovsk Barışı imzalandı.
12 Mart’ta, Bolşevik Parti’nin yerine Komünist Parti Moskova’da karşıdevrimci hemen bütün güçleri yok ederek iktidarın tek sahibi oldu. Yeni Anayasa 10 Temmuz 1918’de kabul edilmişti. Bu, devri döneminin kapandığı tarihti. 16-17 Temmuz 1918 gecesi Nikolay II, ailesi ve hizmetindekiler, Yekaterinaburg’da hapis tutuldukları yerde öldürüldüler.
Rus Devrimi, doğu cephesinin ortadan kaldırılarak yalnızca savaşın gidişatını değiştirmekle kalmamış, gerek İttifak, gerek İtilaf Devletleri için ciddi bir sorun olmuş, her ülkede ihtilalci azınlıklar kaynaşmaya başlamıştı. Grevler, orduda isyanlar oldu. Milletler ayaklandı.
Bu kargaşalıklar, savaşı bir evvel bitirmek isteyenler için iyi bir fırsat oldu.
Hayatının çoğunu sürgünde geçiren Lenin, yıllarını ihtilal hazırlığı içinde geçirmiş çok tecrübeli bir devrimci liderdi, ama devlet yönetimi konusunda tecrübesi yetersizdi.
Lenin Bolşeviklerden meydana gelen, halktan on beş kadar üyenin de katıldığı Komiserler Konseyi’nin başında bulunuyordu. Bu konsey ülkenin iç işleriyle uğraşacaktı (Stalin o sıralarda milletler Komiserliği’ne getirilmişti).
Rusya’da kurulmakta olan rejim henüz yerleşmemiş, sağlamlaşmıştı. Bu durumda bir an önce dış sorunları çözümleyip, içteki işlere el atmak zorunluydu.
3 Mart 1918 Brest-Litovsk Antlaşması imzalandıktan sonra, partinin VII. Kongresinin de önerdiği siyaseti kabul etmesini sağladı. Bu tarihten sonra parti Komünist Parti adını alacaktı. Yeni rejim artık düşmanlara karşı koymayı sağlayacak, sanayiyi geliştirecek, şehirlerin ve ordunun iaşesini düzenleyecek bir sitem kabul etmişti. ‘’Savaş Komünzmi’’ deyimiyle savaştan sonra alınması gereken tedbirlerin tümü belirtiliyordu.
İlk Sovyet Anayasası Temmuz 1918’de yapıldı. Komünist rejim şekilleniyordu.
Sağda ve solda şikayetler giderek artıyordu. Yeni şiddet, terör devri başladı. Tutuklanmalar, aramalar, kanuna aykırı ölüm cezaları, idamlar günden güne artıyordu. 1918 yılının Temmuz ayında Çar ailesi, Rus hanedanı, eski bakanlar Sverdlovsk’ta katlediliyordu. Lenin ne pahasına olursa olsun ihtilalinin yaşatılmasını istiyordu, artık Rusya’da terörün yanında açlık da hüküm sürüyordu, açlığın kurbanlarının sayısı da gün geçtikçe artıyordu.
Sovyetler her yerde, herkese karşı savaşmak zorundaydı. Fransız ve İngilizler Arhangelsk’i işgal edip bir Rus hükümeti tesis etmiş, Kafkaslar’da ihtilal karşıtlarını desteklemekteydiler. Japonlar Sibirya’ya saldırmıştı. Burada da bir hükümet vardı. Rusya ablukaya alınmıştı. Denikin Oryol’a kadar ilerlemiş Kızıordu tarafından püskürtülmüştü. Yudemiç Petrogard!a kadar gelmiş, Troçki tarafından durdurulmuştu.
Sovyetler, çalışmaları, gayretleri sayesinde mücadeleyi kazanmışlardı. Güneydeki zengin bölgeleri ellerinde bulundurduklarından, en elverişli ulaşım yollarından yararlandılar. Rakipleri ‘’beyaz’’ generaller kendi aralarındaki rekabetler yüzünden güçsüzdü.
Avrupalılar ise askerlerinin Bolşeviklerle temasında çekindiler. Avrupa’yı komünizm tehlikesinden uzak tutmak için, S.S.C.B’yi çevreleyerek bir koruma hattıyla yetinmek daha doğru olurdu.