Merhabalar,
Bugün de samimiyetsiz samimiyetliklerden bahsetmek istiyorum eminim ki bir çoğumuz bu durumdan şikayetçiyizdir. Tek tek örneklendirmeler yaptım sizin için, yaz yaz bitmedi inanır mısınız?
Örneğin düğünler bana göre en samimiyetsiz ortamlardır aslında ”en” mi tartışılır bunun ölçüsünü size bırakıyorum. Bir sürü dost, akraba, tanıdık konu komşu düğünler vasıtasıyla bir araya gelir. Herkes en güzel kıyafetlerini giyer bu özel gün için desemde inanmayın tabii ki bu özel gün için değil kendi aralarında en şık olmak için giyinirler yoksa düğün kimin umurunda! Herkes mutludur herkes gülüyordur herkesin yüzünde yapmacık bir gülüş. Sonrası mı? Daha dün arkasından konuştuğu Hacer’in bugün düğününde hoplaya zıplaya halay çekiyordur mesela, yüce mevlam sen nelere kadirsin. Daha iki gün önce kanlı bıçaklı olduğun Ahmet amcanın kızını kimsenin almayacağını söyleyip dedikodunun dibine vurup bugün Ahmet amca ve gelin kızımızla boy boy fotoğraf çekip #ayşealiwedding #mutluluklar diye paylaşıyordur çok samimi dimi? Zaten samimiyet dolu sandığımız aslında en samimiyetsiz ortamlarımız hep en yakınlarımızla olanlar değil midir?
Mesela bayramlar. Ah nerede o eski samimiyet dolu bayramlarımız. Sabah erkenden kalkılır erkekler bayram namazı için camiye gider çocuklar bayramlıklarını dolaplardan çıkartır mahalle mahalle şeker toplamak için gezerlerdi. Annelerimizde gelecek olan misafirler için kazan kazan yemekler yaparlardı. Şimdi ise herkes bayram için tatil planları yapıp bayram sabahı da samimiyetsiz bir ezbere bayram mesajı atmakla yetiniyorlar işte bunlar hep samimiyetsizlikten. Ama sen o internetten kopyalanıp atılan bayram mesajına karşılık vermeyince de ayıplanıyorsun samimiyetsiz oluyorsun.
Mesela işyerleri. Bence tüm çalışma ortamları aynıdır. Birbirinin arkasından konuş, kuyusunu kaz sonra yüzüne de en sahte gülümsemeni takınarak ”canım, şekerim” de. Bir terfi durumu olduğunda o canımlar cicimler unutulur herkes bir akbaba kesilir.
Birbirini sevmeyen ama hala arkadaş olan, olmak için özel çaba sarf eden insan toplulukları da hep samimiyetsiz gelmiştir bana. Ya arkadaşım sevmiyorsan, haz etmiyorsan görüşme buluşma konuşma nedir yani bu ısrarla hala aynı ortamda aynı masada bulunmak isteme çabası. Bu tür arkadaş masalarını on metre öteden fark edersiniz zaten. Kimse kimseyi sevmiyordur ve sırf meraktan, çekememezlikten yada altta kalmamak için o ortamda bulunur. Mesela Berkecan yeni aldığı arabasını arkadaşlarının gözüne sokmak için gelmiştir, Ecem yeni başladığı ilişkisinde ne kadar mutlu olduğunu sözde arkadaşlarına ballandıra ballandıra anlatmak için gelmiştir. Yılan Ayşe’de kurbanını yakından gözlemlemek için oradadır.
-Ay canım çok güzel görünüyorsuunnnn. (Keşke ölsen)
-Kardeşim araban yakıyor ya, hayırlı olsun. (Baba parasıyla almıştır bu vasıfsız.)
– Ya bebeğim enişteyle çok yakışıyorsunuz umarım çok mutlu olursunuz. (Daldan dala kondu kondu sonrada bu çocuğu kandırıp kafesledi.)
Sonra da çok samimi fotoğraflar çekilip sosyal medyada paylaşılır. ”Kardeşlerimle çok güzel bir gün” ”Canım dostum” ”Tek kardeşim” vs vs. Sen dostum dediğin insanın arkasından söylediğin laflar öteki tarafta naklen yayınlandığında nasıl hesap vereceksin çok merak ediyorum? Ve umarım öteki tarafta çekirdek veriyorlardır izlemesi keyifli olur.
Neyse bu kadar örneklendirmeden sonra hepinizin de beklediği en güzel kısmı sona sakladım. Evet samimiyetsiz ortam denilince akraba ortamını tabii ki unutacak değilim. Evet biyolojik olarak kan bağımızın olduğu ama genellikle kalp bağımızın olmadığı topluluktur bunların içinde akraba değil de akbaba olanlarda vardır. Herkes birbirine kan bağıyla bağlıdır ama hiçbir samimiyet yoktur çünkü bu bağlılık zorunludur ve zorunlu bir birliktelikte sevgide samimiyet de çok nadirdir. Her özel günde bir araya mecburi olarak gelirler ama gelin görün ki sanki hiç mecburi değilmişcesine bir mutluluk bir sevgi seli. Kızımlar, yeğenimler, amcacım dayıcımlar, canım kuzencikler havada uçuşur. Daha düne kadar birbirinizi yediğiniz elticiğinle sarılmalar öpüşmeler. Peki sen sinsi görümce nasılsın? Yengenle yapmacık hareketlere devam mı?
Yahu yapmayın yapmayın. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil, herkes çok iyi anlaşmak çok iyi ilişki içinde olmak zorunda değil. Herkesin farklı bir karakteri farklı bir düşünce yapısı vardır. Uyuştuğumuzla dost arkadaş oluruz uyuşamadığımızla mümkün mertebe görüşmeyiz ama nefret de etmeyiz değil mi? Anlaşamayıp, eleştirip aynı ortamda bulunmak için çabalamak nedir? Israrla samimiyetsizliklerinizi gözümüze gözümüze sokmak için bu çaba ne? Neden hayatı kendimiz için bu kadar zorlaştırırız ki? Sevmek ne kadar doğalsa sevmemek de o kadar doğal bir durum. Bırakın artık bu herkesi seviyormuş gibi samimi görünme çabalarını. Sevgi yumağı gibi görünmek zorunda değilsiniz ki zaten bu samimiyetsiz samimiliklerinizle bir toz yumağı olarak görünüyorsunuz buradan bakınca bu kötülüğü kendinize yapmayın.
Neyse yinede samimiyetsiz samimiliklerinize sağlık sizde olmasanız malzeme bulamıcam, kendinize iyi davranın.