arama

El Alem Ne Der?

  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş

Bugün ki yazımda hepimizin şikayetçi olduğu hatta yaka silktiği ”elalem”den bahsetmek istiyorum.
Elalem dediğimiz kavram aslına bakarsak yabancılar, başkaları, el gün, herkes gibi anlamlar taşıyor. Ama peki bizim gerçekte elalem dediğimiz şey nedir? İnsanların hayatlarını istedikleri gibi yaşamasına engel olan, hayatlarımız onlara bağlıymış gibi yaşadığımız ama aslında hayatımızda hiçbir yeri olmayan insan topluluğudur.
Doğduğumuz andan ölümümüze kadar geçen zamanda hep el alem ne der diye yaşarız ya da yaşamaya mahkum bırakılırız. Küçük bir çocukken bile yaptığımız en ufak bir şımarıklıkta ”el alem ne der” yada ”bak el alemin çocuğu böyle mi yapıyor” laflarına maruz kalıp bastırılmaya çalışılırız.
Genç bir kız olduğunuzda ise giydiğiniz kıyafetten, sürdüğünüz ruja kadar el alemi düşünmek zorundasınızdır. El alemin zevkine göre giyinip onların düşüncelerine uygun ruj sürersiniz. El alem dediğimiz topluluk modadan iyi anlayan image maker’lardır çünkü. Etek mi giymek istiyorsun lütfen giyeceğin etekte bir santim bile el alemin diline düşmene sebep olabilir, dikkat et. Çünkü bir santim kısa olan eteğinle onların dilinde yollu bir santim uzun etekle namuslu olabilirsin. Namusun bir santime bağlı kızcağızım lütfen seçimlerine dikkat et, kendini garantiye almak için bence iki santim uzun giyin.
Sonra anacım sana tavsiyem erkek arkadaşın olmasın hiç. ”Aman kızla erkek arkadaş mı olurmuşşşş, kızın kız arkadaşı olur, aaa bugün yanında bir erkek vardı kesin sevgilisidiirr, cık cık cık bu Hatice’nin kızı da her gün bir erkekle” laflarını duymak istemiyorsan erkek arkadaş yapma anacım kız arkadaş mı bitti memlekette.
Bu arada sakın hava karardığında dışarda olmayı da aklından geçirme. Kız kısmı hava karardığında evde olur sonra el alem ne der dimi?

Tabi kızlar için geçerli değil sadece bu durum. Erkeklerimizde el alemin dilinden hiçbir zaman kurtulamaz. Belli bir yaşa geldiğinde ”Bu Ayşe’nin oğlu da hala evlenmedi serseri oldu çıktı başımıza, Bu yaşa geldi akranları iş güç sahibi oldu bu hala okuyor, dar dar pantolonlar giyiniyor erkek adam öyle mi giyinir başımıza ne olacak bu çocuk?” gibi laflara maruz kalırlar. Biraz kibar bir erkek olsan ”erkek adam dediğin sert olur” derler, sert olsan ”psikopat, serseri”derler. Kısacası der de derler el alem dediklerimiz.
Yediğin yemekten okuduğun okula, gezdiğin yerlerden oturduğun yerlere kadar gelmişini de geçmişini de hatta ve hatta geleceğini bile eleştirirler bu geleceği bile görebilen çok bilgin el alemimiz.
Hatta size el alemin ne kadar ileriye gidebileceğinin bir örneğini vereyim bizzat denk geldiğim bir duruma hala hayretler içerisindeyim.
El alem dediğimiz bu insan topluluğundan birisi eline almış akıllı telefonunu sosyal medyada geleni geçeni takip edip yorumlar yapıyor. Bilmem nesinin kızı evlenmiş kocasıyla mutluluklarını paylaşmış. Öperken sarılırken gayet aşk dolu kareler… Ama bu el alem kategorisinde yer alan teyzemiz ”cık cık cıkkk!! Bak bak nasıl pozlar paylaşmış kocasını öperken fotoğraf atmış edep, namus kalmamış yahu!” Duydunuz mu edep, namus kalmamış dedi. Resmi nikahlı kocasını öpen kadın el alemin tespit ve analizlerinden geçtikten sonra ”namussuz, edepsiz” diye damgasını yiyip raflarda yerini aldı.
Kısaca şöyle toparlamak gerekirse; El alem dediğimiz şey tümüyle hayatımızı nasıl yaşamamız gerektiğini, nasıl davranıp nasıl konuşmamız gerektiğine kadar karışıp bizim hayatımızı bizden çalan bir gruptur. Ve el alem ne der diye bu soruyu kendine soran bir takım insanlarımız hayatı kendilerine zindan ederler. Ve hayatlarında hiçbir zaman istediklerini elde edemeyip mutsuz bir şekilde yaşarlar, el alem baskısı ile. Bu el alemden sıyrılan insanlar ise özgürlüğün tadını yakalamış mutlu insanlardır. Onlar ruhunu ve bedenini özgür bırakan, mahalle akraba baskısına kulaklarını tıkayan sağır ama huzurlu insanlardır. Geçmişe dönüp baktıklarında yaşanmamışlıklara üzülmeyecek insanlardır. Çünkü onlar el alem ne der diye değil kendileri nasıl ve neyle mutluysa öyle yaşayan insanlardır. Onlar hatalarını da, yanlışlarını da, doğrularını da kendi istedikleri için yapmıştır başkaları için değil çünkü bu hayat onlara aitti, başkalarına değil.
Son olarak; Allah’ın size bir kere bahşetmiş olduğu hayatlarınızı sevin ve düşündüğünüz yapmak istediğiniz yapmaya çekindiğiniz her düşünceyi eyleme dökün. Bu aynada gördüğün sensin, evet arkadaşım bu sensin bir başkası değil ve unutma bugün aynada gördüğünü yarın göremeyebilirsin yada gördüğünde yüzüne kırışıklıklar inmiş olabilir o yüzden hadi şimdi kalk yerinden ve el alem ne der diye düşünmeden yaşa, sizi seviyorum.

İyi günler efendim.

okuyucu yorumlarıOKUYUCU YORUMLARI