arama

Evliya Çelebi (1611-1688)

  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş

XVII. Yüzyılda bir uçtan öbür uca gezdiği Osmanlı İmparatorluğu’nu dönemin devlet adamlarına, tarihsel olayları, halkın yaşamını, inançları, folkloru, anıtları Seyehatname’sinde  konu edinen yazar.

Saray kuyumcularından Derviş Mehmet Zılli’nin oğludur. Ataları Kütahya’dan gelip İstanbul’a yerleşmişti. Annesi Melek Ahmet Paşa’nın akrabasıydı. Yine ana tarafından Defterdarzade Mehmet ve İpşir Mustafa Paşalar ile akrabaydı. İstanbul’un Unkapanı semtinde doğdu. Bu semtteki Hamit Efendi Medrese’sinde yedi yıldır ders gördü. Öğrenimini Enderun adını taşıyan saray okulunda sürdürdü. Güzel sesli bir hafız olarak dikkati çekti. Güzel şarkı söylerdi. Konuşması, hazırcevaplılığı hoşa giderdi. Padişah IV.Murat’ın huzuruna sık sık çağrıldığı gibi akrabası Melek Ahmet Paşa ve daha başka devlet büyüklerinin yakın çevresinde bulunmuş, önemli görevler yüklenerek uzun yolculuklara çıkmıştı. Tarihe, yeni yerler gezip görmeye meraklıydı. Kendi gördükleri kadar başkalarından dinlediklerini, kitaplardan edindiği bilgileri değerlendirmesini bilirdi. Ünlü Seyehatname’sinde babasından ve dedesinden onların da daha öncekilerden dinleyip aktardığı bilgilerin 300 yılı doldurduğunu belirtmiştir.

Yapıtında hiçbir zaman kuru bilgileri sıralamamış, gördüklerini neşeli, hareketli bir anlatımla  çekici bir roman gibi sergilemeyi başarmıştır.

Evliya Çelebi bütün yaşamını dolduran yolculuklarına nasıl başladığını da eğlenceli bir öykü biçiminde anlatır: 1630 yılının 10 Muharrem gecesi henüz 19 yaşında olan Evliya bir düş görmüştür. Bu düş İstanbul’da Yemiş İskelesi yakınındaki Ahi Çelebi Camisi’nde geçer. Camide kalabalık bir cemaat vardır.Yüzleri nur içinde parlayan bu insanların kimler olduğunu öğrenmek isteyen Evliya, Hz. Peygamberin cennetle müjdelediği on kişiden biri olan okçuların piri Sa’d bin Ebi Vakkas ile tanışır. Ondan camide peygamberlerin, velilerin, Kerbela şehitlerinin ruhlarının bulunduğunu öğrenir. Az sonra Hz. Peygamber de torunları Hasan ve Hüseyin, 12 imam, cennetle müjdelenmiş olanlar gelip sabah namazının sünneti kılarlar. Evliya Ayetel-Kürsi’yi okur. Hz. Peygamber’in elini öperek ve ona ” Şefaat ya Resulullah ” diyerek ahrette kendisini korumasını dileyecektir. Ancak heyecandan ” Seyahat ya Resulullah ” deyiverir. Hz. Peygamber gülümseyerek ” Hem şefaat, hem seyahat, hem ziyaret nasip olsun.” diye dua eder. Sa’d bin Ebi Vakkas orada gördüğü din ulularının hepsinin mezarlarını, makamlarını ziyaret edeceğini bildirir; ancak gördüğü ülkeleri, kaleleri, kentleri, yapıları, her ülkede yenilip içilenleri mutlaka yazmasını söyler ve ona ahlak öğütleri verir…

Evliya Çelebi’nin Seyehatname adını taşıyan ve 10 büyük ciltten oluşan büyük gezi kitabı bu düşte anlatılan programı eksiksiz gerçekleştirmiştir.

Yapıtında onu bazen İstanbul’daki gezilerinde ya da Bursa yolculuğunda olduğu gibi tarihsel bir kenti gezip görmeye, camileri türbeleri, ziyaret etmeye çıkmış görürüz. Söylenceleri aktarır. Tanınmış kişiler, sanatçılar hakkında bilgi verir. İstanbul’da esnaf alaylarının geçit törenini ya da Bursa’da Karagöz ile Hacivat’ın tarihsel kişiliklerini canlı bir anlatımla önümüze serer.

evliya çelebi harita

Zamanla akrabası Melek Ahmet Paşa gelmek üzere birçok devlet adamının hizmetinde de uzun yolculuklar yapmıştır. Örneğin Trabzon Valiliği’ne tayin edilen Ketenci Ömer Paşa ile Trabzon’a oradan Anapa’ya gitmiş daha sonra Serdar Hüseyin Paşa komutasındaki Azak Kalesi seferinde katılmıştır. Kırım’da Bahadır Giray Han’ın yanında bulunmuştur. Yusuf Paşa komutasında Girit seferine katılmış, Hanya’nın fethinde bulunmuştur. Erzurum Beylerbeyi Defterdarzade Mehmet Paşa’nın hizmetinde çıktığı yolculuk sırasında Azerbaycan ve Gürcistan’da bulunmuştur. Celali İsyanları sırasında Anadolu’da bulunduğu görevler dolayısıyla Kara Haydaroğlu, Katırcıoğlu gibi isyancıları yakından tanımış, onların serüvenlerine ve yaşadıkları dramlara tanıklık etmişti.

Melek Ahmet Paşa’nın Sadrazamlığı sırasında onun hizmetinde devleti yakından ilgilendiren birçok olaya karıştı. IV.Mehmet Döneminde Buğdan voyvodasını ülkesine götüren kafilede görev aldıktan sonra Rumeli’yi ve çeşitli Avrupa ülkelerini görme fırsatını elde etti.Melek Ahmet Paşa’nın Bosna Beylerbeyi olduğu yıllarda bir serhat gazisi gibi akınlara katıldı; Sofya’da bulundu. Köse Ali Paşa’nın Erdel seferine katıldı. Fazıl Ahmet Paşa’nın ordusuyla Avusturya seferine çıktı.

Elçi Mehmet Paşa ile birlikte Viyana’ya gitti. Kırım Hanı Adil Giray’ın bazı seferlerine katıldı. Edirne, Selanik, Mora, Girit yolculuklarından sonra Hac yolculuğunu Mısır, Sudan, Habeşistan yolculuğu izledi. Yapıtının son cildi ileri yaşta çıktığı bu yolculuğun ayrıntılarını verir. Yaşamın daha sonraki bölümü, hatta mezarının nerede, olduğu ise bilinmemektedir.

Evliya Çelebi Seyehatnamesi, eski Osmanlı yapıtlarında çoğunlukla kullanılan aşırı sanatlı, anlaşılması güç düzyazı diline karşılık herkesin kolay kavrayacağı anlatımıyla dikkati çeker. Gördüklerini içtenlikle sıralar. Sık sık başvurduğu abartmalar, yer verdiği şakalar, yazarın sahip olduğu sevimli mizah duygusu yapıta çekicilik kazandırır.

okuyucu yorumlarıOKUYUCU YORUMLARI