arama

Freya Mclowel Röportaj

  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş

Lordum” kitabının yazarı Freya Mclowell (Senem Özgün) ile kendisi, kitaplar ve yazarlık hakkında siz okuyucularımız için bir söyleşi yaptık.Keyifli okumalar..

Merhabalar, öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 

Merhabalar, öncelikle size bu röportaj için teşekkür ederim, bana kendimi okuyucularıma tanıtma şansı verdiniz.

Aslen Trabzonluyum fakat doğma büyüme Zonguldaklıyım. Ailem zamanında madenlerde çalışmak için buralara göç etmiş. Ve doğrusunu söylemek gerekirse ben artık Zonguldaklıyım diyorum çünkü buranın suyunu içtik burada doyduk ve burada büyüdük. Kömür kokan bu şehir benim aşık olduğum şeyler arasındadır. Çok gurur duyduğum bir şeyde Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesinden mezun olmuş olmam. Çelikelli olan herkes bilir ve söyler “Çelikelli olmak bir ayrıcalıktır.”, üniversite yıllarım ise gerçekten berbattı, çok sevdiğim arkadaşlarım olmasaydı kafayı yiyebilirdim ve buradan üniversite okuyacak kardeşlerime sesleniyorum sakın küçük şehirlerin küçük üniversitelerinde okumayın, ailenizden uzaklaşıp özgür olma hayalleri kurmayın pişman olursunuz. Ordu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı mezunuyum, bu sene mezun oldum ve artık atanabilmek için tekrar ders çalışmaya ve eziyet çekmeye başlayacağım. Türkiye de bir genç olmak, hayatını kurmak gerçekten çok zor.

Aşık olduğum bir babam, kurtarıcı bir melek olduğunu düşündüğüm annem, prenses gibi bir ablam var ve bu üç kişi benim her şeyim. Karadenizli bir aile olduğumuz için hiçbir zaman evimizden kahkahalar eksik olmaz. Bense bu ailenin yaramaz ve çılgın küçük kızıyımdır.

Kendimi bildim bileli çok kitap okurdum ve sürekli bir şeyler yazardım. Dans etmek ve şarkı söylemek, film izlemek ise hayatta yapmaktan zevk aldığım diğer şeyler. Özellikle hint filmleri ve şarkılarına bayılıyorum. Bunları yaptığım zamanlar içinde ise hep zayıflama hayalleri kurar dururum ama bu asla gerçekleşmez. Yemek yapmak en sevdiğim şeyler arasındadır. Mutfak benim mekânımdır. Çok eğlenceli ve komik olduğumu söylerler, insanları güldürmeyi çok seviyorum. Ve elli yaşıma da gelsem kızıl saçlı çılgın bir nene olacağıma inanıyorum.

Freya Mclowell sizin gerçek adınız mı? Değilse çıkış öyküsünü bizimle paylaşmanız mümkün mü?

Çok konuşup sizleri de sıkmadan ikinci sorumuza geçelim. Freya McLowell gerçek adım değil. Gerçek adım Senem Özgün. Başka bir isim kullanmamın nedeni ise insanların “Türk yazar ne anlar İngiliz tarihinden, kesin yazamamıştır” gibi ön yargılarından arınarak kitabımı ellerine alıp okumalarını istedim. Yani benim varlığımdan haberdar olmadan kitabımı sevmelerini istedim. Tabii ki zamanla herkes benim gerçek kimliğimi öğrenmeye başladı. Türk olduğumu öğrenen okuyucularımın sevinci ise beni daha da mutlu etti. Gurur duyduklarını kalbimde hissedebiliyorum. Freya ismi Yunan tanrıçalarından aşk ve güzellik tanrıçasının ismi, Mclowell ise benim çok ama çok tatlı editör ablam olan Nilüfer Savaşer Nişli’ye ait.

Son zamanlarda Wattpad’ten çıkan yazar sayısında ciddi bir artış var. Siz ne zaman wattpad’den hikaye yazmaya karar verdiniz?

Ben aslında bir wattpad yazarı değilim, FKS öykü kulübü sayfası var seneler önce ilk kez yazdığım hikayelerimi burada yayınlamaya başladım ve muhteşem tepkiler aldım. Bu tepkiler ise yazmaya devam etmeme neden oldu. Wattpat’i duyduğumda ise hikayelerimi buraya da koymayı düşündüm ve yazdığım hikayeleri orada da yayımladım. Orada da çok iyi tepkiler aldım.

Peki bu yolla yayınevleri tarafından keşfedilmek isteyen yazar adaylarımız ne gibi bir yol izlemeli? Wattpad’te yazmanın size göre artı ve eksileri nelerdir?

İyi olan her şey mutlaka hak ettiği değeri bir gün bulur ben buna inanıyorum. Ben çok uğraştım, çok çalıştım ve kitabımı elime alacağım günün hayaliyle yaşadım ve bu sonunda melek gibi bir adamın bana şans vermesi sonucunda gerçeğe döndü. İnsan isterse her şeyi yapabilir ve güzel bir roman yazabilmenin en önemli noktası, iyi bir okuyucu olmaktan geçiyor bence tabii bir de kocaman uçsuz bucaksız bir hayal dünyanız olmalı. Kelimelerle iyi oynamalı, hiç yazılmamış kurgular yaratmalı, diyaloglarınızla okuyucuyu kendinize çekmeli ve onları sıkmamalısınız en azından benim için en önemli noktalar bunlardı. Wattpad bizlere çok iyi yazarlar kazandırdı, yabancı yazarların kitaplarını beklediğimiz bir dönemde aniden bir Türk yazar furyası başladı ve iyi ki de başladı. Ben yazarlarımıza  “Şu Çılgın Türkler” diyorum ve her biriyle gurur duyuyorum. Wattpat’in  olumsuz bir tarafı olduğunu düşünmüyorum. Umarım bizler çeviri kitaplar okumak yerine kendi yazarlarımıza daha çok değer verir ve Türk yazar arkadaşlarımızın kitaplarının yabancı dillere çevrildiği günleri görebiliriz.

Yakın zamanda Ephesus Yayınları tarafından Lordum adlı kitabınız çıktı.Kitabın konusunu kısaca özetler misiniz?

Lordum, çıkalı çok uzun bir süre olmadı ve biraz da ondan bahsedelim. Beş kitaplık bir serinin ilk kitabı, dört kız kardeşin en büyüğü olan Rose’un hikayesini okuyoruz. O benim yüzü ve yüreği yaralı güzel savaşçı leydim. Kitabımızda mecburi bir evliliğin sonucunda ortaya çıkan bir aşkı okuyacağız. Güzel savaşçı leydimiz Rose bir İngiliz, Eider ise korkulan bir İskoç savaşçısı ve klan beyidir. O dönemde iki ülkenin içinde bulunduğu durumlar karışıktır ve bunların sonucunda çiftimiz birçok olay yaşar.

Yayınevinin sizinle iletişime geçmesi ve sonrasındaki kitap basılma süreci nasıl işliyor?

Mustafa Güneş yani benim kral patronum, o candır, kandır. Sanırım Ephesus kurulduğundan beri Mustafa Beyle iletişim halindeydik, yani birbirimizi tanıyorduk. Ve birçok defa ona kitap yazmak istediğimden söz etmiştim. O da bana “sen yazdığın şeyden emin ol ve sonra bana dosyanı yolla” demişti. Bu bana sunulan bir şanstı. Dosyam birkaç kişi tarafından okunmuş ve onaylanmıştı. Kitabımı iki seneden daha uzun bir süre zarfı içinde yazdım ve sakın kimsenin aklından Mustafa Beyi tanıyordu torpilliydi gibi fantastik düşünceler geçmesin. Eğer kitabım güzel olmasaydı bana da pekala olumsuz bir sonuç çıkabilirdi ve ben bunu kabullenirdim. Kimse kimseye hak etmediği bir şeyi yapmaz ya da vermez arkadaşlar. Benim için olaylar böyle gelişmişti ama şu an durum nasıldır, başkaları için bu süreç nasıl işler bilmiyorum. Sonrasında ise bana kitabı tekrar düzenlememde yardımcı olan meleklerim oldu ve iyi ki onlarda vardı. Her şey muhteşem ve kusursuz bir biçimde ilerliyor yayınevi içinde, hele kapak ve cilt konusunda Ephesus Yayınları gerçekten bir numara.

Araştırdığımda kitapla ilgili çok olumlu yorumlar olduğunu gördüm ve bir kitap kurdu olarak kitabı çok merak ettiğimi söylemeliyim 🙂 Sizin yorumlara bakış açınız nasıl?

Kitabım için gerçekten olumsuz tek bir yorum bile görmedim, evet belki ufak tefek hatalarım olabilir ama sonuçta bu benim ilk kitabım ve daha önümde kendimi geliştirmem için çok ama çok uzun bir yol uzanıyor. Okuyan insanların bana olan inancı ve güzel sözleri ise beni daha da motive ediyor. Umarım o olumlu ve güzel yorumlar giderek artar ve hem okuyucunun hem de benim yüzüm daima güler.

Ülkemizdeki kitap okuma oranının düşüklüğünü siz neye bağlıyorsunuz? Bu oranın artması ile ilgili bir şeyler yapılabilir mi?

Ben dört sene edebiyat okudum ve gerçekten çok ağır bir bölüm. Türk edebiyatı başlı başına kendi içinde ağır ve sancılı bir ilerleyiş gösteriyor doğal olarak bu da ortaya çıkan eserlere yansıyor. Okullarda öğretmenler mi desem eğitim sistemi mi desem, öğrencilere hep ağır ve onları yoracak sıkacak türden eserleri veriyor. Sonuç olarak öğretmenler bunları çocuklara zorla okutma yoluna giriyor. “Sınavlarda çıkar çocuklar okuyun, özetini bilin”  Gençlere kitap okuma sevgisi aşılanmıyor bizim ülkemizde, sınav nasıl kazanılır en çok hangi dönemin eserleri çıkar gibi şeyler duyuyor gençlerimiz. Sorarım size istemediği bir kitabı eline alan ve bundan mecburen sorumlu tutulan bir genç nasıl sevebilir okumayı, nasıl sevebilir kitapları… Tabii ki sevmez… Her şey önce ailede başlar sonra okulda devam eder ve tabii biraz da insanın içinde olacak okuma isteği.

Romantik tarzı seviyorsunuz. Size göre aşkın tanımı nedir?

Romantik ve aşırı duygusal biriyim ve kesinlikle romantik tarzda olan kitapları seviyorum ve bu tarzda yazmaya devam edeceğim. Bana göre aşk, sevdiğiniz adamı gördüğünüzde heyecandan ne yapacağınızı bilememektir, koşarak o adamın boynuna sarılma ve dudaklarına yapışma isteğiniz içinizi delip geçiyorsa bunun adı aşktır. Ve şunu da söylemem gerekiyor Freya Mclowell aşkta çok şanssızdır belki de aşk tanımım baştan sona yanlıştır, kim bilebilir ki 🙂

Boş zamanlarınızda ne tür aktiviteler yaparsınız?

Boş zamanım pek yok ama film ve dizi izlemeye bayılıyorum. Kitap okumayı da çok seviyorum tabii ki. Ve şu sıralar Teyzeliğin tadını çıkarıyorum evde  küçük ve bir o kadar sevimli bir yakışıklı var.

Film izlemeyi de çok seviyorsunuz.Kitap çevirisi filmlere bakış açınız nedir?

Hiçbir film o güzelim kitapların yerini tutamaz. Önce kitapları okuyalım sonra filmleri izleyelim. Ama bizim insanımızda ‘ben bunu okumam nasıl olsa filmi çıkacak’ gibi bir düşünce var. Neden böyleyiz biz gerçekten bilmiyorum.

Planlı biri misiniz? Hayatınızın bundan sonraki evresiyle ilgili planlarınız var mı?

Ben planlı değilim ama annem benim adıma tüm planları yapmış gibi görünüyor. İlk hedefim kpss’yi kazanıp atanmak ve öğrencilerin seveceği bir öğretmen olabilmek ve bu süre zarfında ikinci kitabımı yazacağım. Daha sonrasında neler olur bilmiyorum. Yarına sağ mıyız o bile belli değilken plan yapmak bana çok da mantıklı gelmiyor. Yüce rabbim hakkımızda ne yazdıysa onu yaşıyoruz.

Bize zaman ayırdığınız için teşekkürler 🙂

Asıl ben size çok ama çok teşekkür ederim bu güzel sorular için 🙂

 

okuyucu yorumlarıOKUYUCU YORUMLARI