arama

Gabriel Garcia Marquez – Yüzyıllık Yalnızlık

  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş

‘Yüzyıllık Yalnızlık’ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli, kocaman bir evde, toprak yiyen bir kızkardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları bir örnek bir yığın akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. ‘Yüzyıllık Yalnızlık’ı iki yıldan daha az bir sürede yazdım. Ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı… Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. ‘Yüzyıllık Yalnızlık’ı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım… Bu romanı büyük bir dikkatle ve keyifle okuyan ve hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan hiçbir şey anlatmamıştım. Kitaplarımda gerçekliğe dayanmayan tek satır bulamazsınız.-Gabriel Garcia Marquez-(Arka Kapak) 

soy-agaci

Jose Arcadio Buendia ve eşi Ursula amca çocuklarıdır.Evlendikleri zaman Ursula’nın ailesi, çocuklarının kuyruklu doğma ihtimali olabilir diye bu evliliğe karşı çıkmış ve Ursula’ya bekaret kemeri takmışlardır. İlk başta bu durumu sorun etmeyen Jose Arcadio, dedikodular üzerine bir adamı öldürünce eşini de alıp yaşadıkları yerden taşınır. İlk çocukları Jose Arcadio yolda doğar ve kuyruğu yoktur.

Macondo diye nehir kenarında bir yer bulur ve orada kurucu aile olurlar. O zamanlar bulundukları ortamda her şey çok güzeldir ve herkes çok mutludur. Köylerine yılda bir çingeneler uğrar ve çingenelerden aynı zamanda kâhin olan Melquiades, Jose Arcadio’ya değişik icatlar getirir. Kendisini simyaya ve Tanrı arayışına yönlendiren bu icatlar zamanla Jose Arcadio’ yu deliliğin kıyısına sürükler.

Macondo’ da ikinci çocukları Albay Aureliano dünyaya gelir, yıllar sonra da Amaranta. İlk başta herkesin mutlu olduğu bu köy, insanların keşfine uğrayıp büyüdükçe mutsuzluğun simgesi halini alır. Kurucular, yıllar geçtikçe tanınmaz olur. Daha sonra hem ağabey Jose Arcadio’dan hem de Albay Aureliano’ dan doğan çocuklar aileye katılır. Ayrıca bir gün kapılarını çalan bir yabancı, Ursula’nın akrabasının çocuğu olduğu düşünülen küçük bir kızı evlerine getirir. Ursula, bir yandan eşinin deliliği, bir yandan çocuklarının farklı yollara sapmasıyla evi çekip çekirmekte her ne kadar zorlansa da her daim dimdik, güçlü kalmayı başarır.

Albay Aureliano büyüyünce Macondo’ da iç savaş çıkar. Eşini kaybetmiş olmanın acısıyla kendisi de bu savaşın en güçlü askeri olarak memleketini terk etse de namı her yerde duyulacak kadar iyi bir savaşçı olur. İdam edileceği zaman çocukluğunu ve yaşadığı şeyleri sorgular kendi içinde..

Kâhin Melquiades’ in Buendia ailesi hakkında görüşleri en sonunda gerçekleşir ve böylece bir yüzyıl boyunca ayakta kalmayı başarabilen Buendia ailesine veda ederiz.

Bir yüzyıl boyunca bir ailede yaşayanların başlarından geçenlerin katman katman anlatıldığı bu başyapıtta Gabriel Marquez Garcia, Buendia ailesi sayesinde aslında bizi kendi çocukluğuna götürüyor. Bir ülkenin zaman içinde en güzel yıllarından çöküşüne, insanlarının değişimine gerçekçi bir bakışın yanı sıra fantastik bir dünya gözüyle trajikomik olaylar zincirini gözler önüne seriyor. Yazmanın zekâyla harmanlanıp da nasıl bir klasik oluşturulacağının en güzel örneklerinden biri ‘Yüzyıllık Yalnızlık’.. Okurken Buendia ailesinin bir parçası oluyorsunuz.

Kitapta çekeceğiniz tek sıkıntı isimlerin aynı veya benzer olmasından kaynaklanıyor.İlk sayfasında verilen soy ağacına sık sık göz atmanız gerekse de okudukça bu sorun da ortadan kalkıyor. Okuyup da bitirdiğinizde ise “ keşke daha önce okusaymışım!” diye geçiriyorsunuz içinizden.

okuyucu yorumlarıOKUYUCU YORUMLARI