arama

Pearl Harbor Saldırısı Japonya- ABD

  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş

Pearl Harbor Saldırısı, Japon İmparatorluk Deniz Kuvvetleri’nin 7 Aralık 1941 (Japonya saatiyle 8 Aralık 1941) sabahı Hawaii adalarının Oahu adasında bulunan Pasifik Filosu ve Pearl Harbor askerî üslerine karşı düzenlediği sürpriz saldırıdır.

Operasyonun amacı, Büyük Okyanus’ta kuvvetle muhtemel olan bir Amerikan askeri müdahalesini önlemektir. Saldırı sonucu 12 Amerikan savaş gemisini ciddi şekilde hasara uğratmış veya batırmış ve 188 savaş uçağını imha etmiş, ve 2.403 Amerikan askeri ile 68 sivilin ölümüne neden olmuştur. Bununla beraber Pasifik Filosu’nun üç uçak gemisi, üssün önemli tankerleri, denizaltılar ve fabrika gemileri gibi unsurları limanda değildi ve zarar görmekten kurtuldu.

Saldırıya zemin hazırlayan gelişmeler

Japonya’nın yükselişi ve Çin-Japon Savaşı

Meiji Restorasyonu’ndan sonra, Japon İmparatorluğu Avrupa ve Kuzey Amerika güçlerine yetişmek için “Zengin ülke ve güçlü asker” politikasını izlemiştir. Bu hızlı büyüme politikasını gerçekleştirmek için toprakları genişletmesi ve doğal kaynakları elde etmesi gerekmiştir.

Bunun için Japonya İmparatorluğu birkaç askeri harekâtına başvurmuştur. 1894’deki Japonların Tayvan’ın kontrolünü ele geçirdiği Birinci Çin-Japon Savaşı ve 1904’de Japonların Çin Ve Kore Yarımadası etrafında yerler kazanmasını sağlayan Rus-Japon Savaşı bu çekişmelerden bazılarıdır. I. Dünya Savaşı’ndan sonra Milletler Cemiyeti, Japonyayı Alman İmparatorluğunun Uzak Doğu ve Pasifik sularındaki sömürgeleri ve kolonileri ile ilgilenmesi şeklinde görevlendirdi. 1931’de Japonya Mançuların anayurdu olan Mançurya’da Mançukuo’yu kurdurdu ancak Amerika başta olmak üzere Mançurya’da çıkara sahip olmak isteyen ülkeler kukla devlet olduğu iddiasıyla suçladı.

Yaklaşık 1910’dan 1930’lara kadar ülke büyük ve modern bir donanma (zamanının en büyük üçüncü deniz gücü idi) ve ordu ile yaygın olarak askerileştirildi. 7 Temmuz 1937’de Japonya’nın 1. Piyade Alay ile Çin Milliyetçi Hükumeti’nin 29. Ordusu arasında Marco Polo köprüsü civarında meydana gelen küçük bir çatışma, iki devletin barışı arama çabalarına rağmen Çin-Japon Savaşına yol açtı.

ABD-Japonya ilişkisi

Milletler Cemiyeti, ABD, İngiltere, Avustralya, ve Hollanda gibi devletler, Japonya’nın Çin’e saldırılarından rahatsız oldu ve uyarı ve diplomatik baskı ile karşılık verdiler.

24 Şubat 1933’te Japonya tepki olarak Milletler Cemiyetinden çekildi.

Japonya’da “ABCD kuşatması” (America, Britain, China ve Dutch’un baş harflerinden) terimi türetilmiş ve milliyetçilik duygusunu güçlendirmeye yardımcı olmuştur.

1939 temmuzunda Japonya üzerindeki baskıyı 1911 ABD-Japonya ticaret paktını iptal ederek arttırdı. Japonya Çin’deki askerî seferine devam etti ve Nazi Almanyası ile I. Dünya Savaşındaki düşmanlığı resmî olarak kaldıran “Anti-Komintern” Anlaşmasını imzaladı.

1940’da Japonya Nazi Almanyası ve Faşist İtalya ile üçlü anlaşmayı imzalayarak “mihver” devletlerini oluşturdu.

Japonya’nın bu hareketleri Birleşik Devletlerin hurda metal ve akaryakıt üzerine de ambargo koymasına ve Panama Kanalını Japon gemilerine kapatmasına neden oldu. Birleşik Devletlerin tepkisi, ABD’deki Japon malvarlıklarını dondurmak ve tam bir akaryakıt amborgosu uygulamak şeklindeydi.. Benzin Japonya için en önemli kaynaktı ve kendi kaynakları sınırlı olmakla beraber, Japonya’nın akaryakıt ithalatının %80’i A.B.D’dendi. Açıkçası, donanma ithal akaryakıt stoklarına güvenmekteydi..

Diplomatik görüşmeler 26 Kasım 1941’de Başbakan Hideki Tojo’nun kabinesine bir ultimatom olarak açıkladığı Hull Notası ile doruk noktasına ulaşarak düğümlendi. Japonya kendini, Amerika ve İngiltere’nin isteklerine – ki Çin’deki çatışmaları durdurmak ve Çin’den çekilmeyi içeriyordu- uymak ile genişleme politikasına devam etmek arasında karar vermek durumunda buldu. Japonya geri çekilirse zor’a dayanarak kazanılmış bulunduğu konumunu ve uluslararası ortamda prestijini kaybetmek durumundaydı. Üstelik, ulusal güvenliğine hissedilir bir tehdit olarak, Pasifik /veya Doğu Asya ve Japonya etrafında batılı güçlerin kontrolünde bir etki alanının bulunmasından endişelenmekteydi. İmparator Hirohito zaten bazı askerî önlemler almıştı ve bunları harekete geçirmeye karar verdi, nitekim bu önlemlerden sonraki adım Birleşik Devletler, İngiltere ve Hollanda’yla savaştı. Zaten Nazi Almanyası ve Faşist İtalya ile mihver paktına imza atmak, Japonya’nın Mihver Devletleri ile beraber “Müttefik Güçler” ile savaşılacağı anlamındaydı.Bu saldırının olacağı muhtemeldi ve amerikan komutanları bu konuda uyarılmıştı. Ancak Japonların böyle bir şeye kalkışmalarının imkânsız olduğu sanılıyordu.

4 Eylül 1941’de İmparator tarafından Pearl Harbor’a saldırının göz önüne alınıldığı İmparatorluk Konferansının ikincisinde, Japon Kabinesi İmparatorluk Genel Karargahı’nda hazırlanan Pearl Harbor saldırı planları tartışıldı. Ve şu karara bağlandı:

”İmparatorluğumuz nefsini koruma ve savunma amacıyla savaş hazırlıklarını tamamlayacaktır [ve] gerekirse ABD, Britanya ve Hollanda ile savaşma yoluna gitmeye kararlıdır. İmparatorluğumuz aynı zamanda ABD ve Britanya’ya karşı mümkün olan bütün diplomatik önlemleri alacak ve hedeflerimize bu yolla ulaşma gayreti gösterecektir. Ekim ayının ilk on günü içinde taleplerimizin karşılanması ortamının oluşmaması halinde, ABD, Britanya ve Hollanda ile hemen savaş başlatma kararı alacağız.”

Japon hazırlıkları

Japonya, Amiral Andrew Cunningham’ın İskenderiye’deki İngiliz üssündeki uçak gemisinden kalkan 20 kadar neredeyse demode olmuş çift kanatlı uçaklarla (Fairey Swordfish) İtalyan savaş filosunun yarısını ortadan kaldırdığı ve kalanının da Napoliye çekilmesini sağladığı hüküm operasyonundan (Taranto Savaşı) çok etkilenmişti. Amiral İsoroku Yamamoto Cunningham’ın muhteşem manevralarından daha büyük ve iyi desteklenmiş ve sonuçta daha iyisini yapıp Amerikan donanmasını Kaliforniya’ya geri gönderecek savaş filosunu sonuçlandırmak için İtalya’ya bir donanma delegesi gönderdi. Böylece “Daha Büyük Doğu Asya Ön Destek Kalkanı” oluşturulacak ve savunabilinir bir tamponla Hollanda Doğu Hindistanı’nın petrol rezervleri ele geçirilecekti. En önemlisi, delegeler Japonya’ya gizli, Cunningham’ın “araştırmacılar (boffins)” olarak nitelendirdiği sığdan yüzen torpido ile geri dönmüştü.

Ek olarak, bazı Japon stratejistler, Birleşik Devletler Amirali Harry Yarnell’in 1932 yılındaki ordu donanma tatbikatlarındaki (Hawaii’nin istilası konu alınmıştı) harekatlarından etkilenmişlerdi. Yarnell saldıran filo komutanı rolündeydi, uçak gemilerini Ohau’nun kuzey batısına sert denizde sürmüştü, ve ‘saldırı’ uçaklarını 7 Şubat 1932 sabahı havalandırmıştı. Tatbikatı izleyen denetçiler, Yarnell’in saldırı filosunun saldırıdan sonraki 24 saat içinde filosunu yerleştiremeyecek olan savunma birimleri üzerinde ciddi hasar vereceğini rapor etmişti. Zamanın konvansiyonel Birleşik Devletler donanma doktrini (ve diğer donanma fikirleri de) Yernell’in stratejisini gerçek dünyada uygulanamaz olarak buldu ve yapılabilecek herhangi bir saldırının Pearl Harbor’daki donanma tarafından bertaraf edileceğine inandı.

Yamamato 1941 yılının başlarında Hull Notası alınınca Birleşik Devletler ile büyük olasılıkla savaşılacağını düşünerek ve Deniz Kuvvetleri Karargahına (istifa-kovulma tehdidi ile birlikte) yapılan baskıyla, önleyici savaş olarak erken bir saldırı üzerinde düşünmeye başladı ve resmi plan ve eğitimlere başlama izni aldı. Yukarıda da görüldüğü üzere yazın gelişen olaylar sonucunda ön onay (imparatorun da katıldığı) imparatorluk konferansında alındı ve sonraki saldırı onayı Kasım ayındaki İmparatorluk konferansındaydı.

Pearl Harbor Saldırısı’nın asıl amacı Pasifik’teki Amerikan deniz gücünü etkisiz hale getirmekti, sadece geçici olaraksa, meydanı genişletmek, eş zamanlıya yakın koordinasyonlarla farklı ülkelere saldırının bir parçasıydı. Yamamato, başarılı bir saldırının bir yıla yakın bir zaman kazandıracağını ve böylece Birleşik Devletler filosunun toparlanmasına kadar Japonya’ya rahatça hareket etme avantajını kazandıracağını düşünüyordu. Pearl Harbor’a saldırının askeri destek için başlangıç planları 1941 Haziran’ında başladı ve İmparatorluk Deniz Kuvvetleri’ndeki hizipçileri ile tartışmalar sonunda zahmete değer bir şekilde onaylandı. Görev için eğitim ve denemeler yıl ortasını buldu. Planlanmış saldırı ağırlıklı olarak torpidolarlaydı, fakat zamanın silahları havadan atılmak için derin suya gerek duyuyordu. Bu kritik bir problemdi çünkü Pearl Harbor sığ taraklı olmayan kanallara hakimdi. 1941 yazı sonrasında, Japonya sığ sulara atılabilen gizli torpido modifiye ve testleri yaptı. Çalışmalar saldırı sırasında Birleşik Devletler gemilerinin hasarlarının en büyük nedeni olan Tip 95 Torpido ile sonuçlandı. Japon silah teknisyenleri ayrıca özel zırh delici 356 ve 381 mm donanma topu kovanları ürettiler. Bunlar 10.000 feet’ten (3000 m) atıldığı zaman eğer tam isabet ederlerse zırhlı gemi güvertelerinin içine giriyorlardı.

“Nii Taka Yama Nobore”

26 Kasım 1941’de, Oramiral Çuiçi Nagumo komutasındaki altı uçak gemisi içeren filo Çişima Adaları’ndaki Hitokappu Körfezi’ni Hawaii sınırına çok sıkı telsiz sessizliği emri ile terk etti. 2 Aralık 17:30’da Birleşik Filosu amiral gemisi Nagato zırhlısından 676 – 10 numaralı acil ve gizli şifreli emir gönderildi: “Nii Taka Yama Nobore Hito Futa Maru Haçi”; anlamı: Niitaka-yama’ya tırman 1208). Bu ‘8 Aralık 0:00’de savaş başlayacaktır’ anlamına geliyordu.

Saldırıda bulunan uçak gemileri: Akagi, Kaga, Sōryū, Hiryū, Şōkaku ve Zuikaku. İki hızlı savaş gemisi, iki ağır kruvazör, bir hafif kruvazör, 9 Muhrip, ve üç denizaltı görev gücünün eskortluğunu yapıyordu. Uçak gemileri toplam 423 Mitsubişi Tip 0 “Zero” avcı uçağı, Nakajima Tip 97 “Kate” torpido bombardıman uçağı ve Aiçi Tip 99 “Val” pike bombardıman uçağı taşıyordu. Japonya’nın görev gücü uçak gemisi bazında vurucu hava gücü açısından önceki bütün güçlerden daha büyüktü. Filoya yakıt ikmali için 8 Tanker gemisi eşlik ediyordu. Ek olarak “ileri sefer gücü” 20 denizaltı ve 5 adet iki kişilik Ko-hyoteki sınıfı cep denizaltısı ile istihbarat toplamak ve saldırı sırasında kaçabilecek herhangi bir Birleşik Devletler gemisini batırmak için görevdeydi.

Birleşik Devletler Hazırlıkları

1924’de General Billy Mitchell 324 sayfalık Pearl Harbor’a muhtemel hava saldırısını da içeren bir Japon savaşının uyarısını üslerine sundu, esasen reddedilmişti, ve ne olursa olsun sonraki yıl askeri mahkemede olacaktı.

Birleşik Devletler sivil ve askeri istihbarat güçleri kendi aralarında yaz boyunca geleneksel Japon saldırısı hakkında bilgi telkininde bulundu ve saldırı öncesi bu iletişim çöktü. Hiç biri özellikle Pearl Harbor’a saldırıyı tanımlamadı. Hawaii gazetelerini de içeren yerel basın bunu yaz ve sonbahar boyunca derin içerikler ile tansiyonu düşürerek ve Pasifik’te dağıtarak yayınladı. Kasım boyunca, Hawaii’deki ordu ve donanma için bütün Pasifik emirleri, açıkça çok yakın zamanda Japonlarla bir savaş hakkında uyarıyordu. Ve saldırı günü, General Marshall özellikle Pearl Harbor’a çok yakında bir saldırıdan korkulduğuna dair bir mesaj gönderdi. Hawaii de yaklaşan saldırının bazı belirtileri vardı, ama hiçbiri savunmanın yerel hazırlığına neden olmadı. Herhangi biri bir alarm durumu oluştursaydı, saldırı çok daha büyük direnç görür ve belki de daha az ölüm ve hasara yol açardı. Aslında saldırı Pearl Harbor’ı gerçekten hazırlıksız yakaladı: uçaksavar silahları doldurulmamıştı, cephane kilit altındaydı, anti denizaltı mekanizmaları (örneğin denizaltı ağları) yerleştirilmemişti, devriye savaş uçakları uçmuyordu, gözlem uçakları ilk ateşte havada değildi vs.

Birleşik Devletlerin ordu telsiz istihbarat ve donanma istihbarat ofislerinden OP-20-G telsiz istihbarat bölümü, Japon diplomatik trafiğine sızdı ve stratejik ve taktik askeri olmayan bilgilerden birçok Japon şifresini kırıldı. Bu istihbaratın dağılımı oldukça dağınık ve karışıktı ve herhangi bir japon askeri trafiği hakkında bilgi içermiyordu ve bu mümkün değildi. Mükemmel olarak, bilgi parça parça, çelişkili veya yetersiz derecede dağınıktı (“Rüzgar Kodu” parçası olarak). Pasifik’teki Amerikan komutanlıklarına uyarılar gönderildi, uyarılar Kasım 1941 sonlarında bir savaş beklentisi içeriyordu. Yeni Japon saldırılarına işaret eden bilgilerin gelişmesine rağmen, özellikle Pearl Harbor’a yönelik herhangi bir bilgi yoktu.

Amerikan komutanlar havadan sığ suya atılabilen torpido üzerine yapılan test ve çalışmalar hakkında uyarılmıştı, fakat sorumlu kişilerden hiç biri yeni olasılıkların getirebileceği tehlikeleri fark edememişti. Pearl Harbor’un torpido saldırısına karşı sığ su gibi doğal savunmaları olduğunu düşünerek, Donanma sıradan operasyonlarla ve düşük öncelikle işe girişti ve torpido ağları, engelleri döşemedi. Gerekli olan, eksik olan uzun menzilli uçakların talep edilmesi, uzun keşif devriyeleri (donanmanın deniz uçakları öncülüğünde ve ordu hava bombardıman uçakları) uygun savunma için gerektiği kadar görevlendirilmedi ve daha sonra görüldü ki bu mümkündü (saldırının hemen ardından ve daha az uçakla yapıldı). Saldırı zamanında Pearl Harbor’ı korumakla görevli ordu, herhangi bir alarm durumundan daha çok eğitim modundaydı, portatif uçaksavar silahları depolarda istiflenmişti, cephaneleri farklı cephaneliklerde kilitliydi. Özel arazi sahiplerinin rahatsızlığından çekinen subaylar, silahları Pearl Harbor üssü etrafındaki özel alanların içine dağıtmamıştı.

Müzakerelerin Kesilmesi

Japon saldırısı, Birleşik Devletlerle müzakerelerin kesilmesinden 30 dakika sonra başlaması şeklindeydi. Yaz boyunca Japon Büyükelçisi Amiral Nomura Kiçisaburo ve özel temsilci Saburo Kurusu’nin oluşturduğu Washington’daki Japon büyükelçiliği diplomatları Hükümet birimleri ile Japonya’nın Hindiçin’e harekatına Birleşik Devletler’in tepkileri hakkında görüşmeleri idare ediyorlardı.

19 Kasım 1941’de Japonya’nın uluslararası ilişkisinin tehlikeye girip iletişimin sağlanmadığı takdirde yurt dışındaki temsilcilerine kısa dalgalı radyo yayınlarının günlük meteoroloji haberlerine “Wind Message; Rüzgar Kodu”‘nun sokması kararlaştırılmıştır. Üç çeşit “Rüzgar Kodu” mevcut olup Birleşik Krallık ve Hollanda’ya karşı bir savaşın kaçınılmaz durumunda ”Batı rüzgar açık”, Amerika Birleşik Devletlerine karşı ise “Doğu rüzgar yağmur” ve Sovyetler Birliğine karşı ise “Kuzey rüzgar bulutlu”. 28 Kasım 1941’de şifreyi kılan Amerika bundan haberdar olmuştur. 7 Aralık 1941’de yayınlanan Rüzgar Kodu ise nedense “Batı rüzgar açık” idi.

Saldırıdan önceki günlerde Tokyo’daki Dışişleri Ofisinden elçiliğe planlandığı gibi Washington saati ile öğleden sonra saat birde Hükümet Sekreteri Cordell Hulla verilmek üzere çok yoğun mesajlar (PURPLE şifreleme makinesi ile) gönderildi. Mesajın son kısmı saldırıdan kısa bir zaman önce geldi fakat deşifre ve yazma gecikmeleri yüzünde elçilik personeli mesajı belirlenen zamanda iletme konusunda başarısız oldu. Son kısım, görüşmelerin kesilmesi (“Açıkça Birleşik Devletlerin Büyük Britanya ve diğer devletlerle anlaşarak, Japonya’nın Doğu Asya’da barış yaratma çalışmalarını engelleme niyetindedir… Bu suretle, Japonya’nın, Birleşik Devletler ile işbirliği yaparak Pasifik’teki barışı geliştirmek için ciddi umutları sonunda yok olmuştur.”) Secreter Hull’a saldırıdan birkaç saat sonra iletildi.

Birleşik Devletler, son mesajı Japon Büyükelçiliğinden önce çözdü ve temize çekmesi zaman aldı. General George Marshall’a, Hawaii’ye yaptığı o meşhur uyarıda kullandığı, yazılı olarak deşifre edilmiş kısımdı. Açıkçası uyarı, saldırı bittikten birkaç saat sonra, genç bir Japon-Amerikalı tarafından Pearl Harbor’daki General Walter Short’a iletildi. Gecikmenin gerçekleşmesinin nedeni deşifre ve çeviriden sonra General Marshall’a iletilmesinin (o sırada dışarıdaydı), ordunun uzun mesafede komünikasyon sorunları ve donanma olanaklarının iletişimde kullanılmaması kararının beceriksizliğiydi. Her nasılsa “Acil” ibaresi mesajın yolculuğu sırasında kaybolmuştu ve bu birkaç saat kaybettirmiştir.

Saldırı üzerine kongredeki konuşmaları delil kabul eden Japon kayıtlarından Japon hükümetinin Pearl Harbor’a düzenlenen saldırının başarısını duymadan bir savaş ilanı yazmadığını gösterir. İki taraflı savaş bildirgesini saldırıdan 10 saat sonra Tokyo’daki Birleşik Devletler büyükelçisi Joseph Grew’e ulaştırıldı. Bu bildirgeyi Birleşik Devletlere iletmesine ise Pazartesi öğleden sonrası geç saatlerde izin verildi.

Japonya saatiyle 8 Aralık 1941 sabah 7.00’de Japon NHK radyosu savaşın başlamış olduğunu bildirmiştir:

”Acil haberi sunarım. Acil haberi sunarım. Genelkurmay Kara ve Deniz şubeleri öğlenden önce saat 6.00 açıklaması, İmparatorluk Kara ve Deniz birlikleri ayın 8.günü gece yarısı Batı Pasifik’te Amerika ve İngiltere ordularıyla savaşa girmiştir.”

Saldırı

Saldırı için Japon taktiği

Koramiral Chuichi Nagumo saldırıyı iki dalga şeklinde uygulamaya karar verdi. Üçüncü dalga pilotlar tarafından önerildiyse de Nagumo bu öneriyi kabul etmedi. İlk dalga, 49 bombardıman, 51 pike bombardıman, 40 torpido, 43 Avcı uçağından (toplam 183 uçak) oluşuyordu ve Oahu’nun kuzeyinden başlıyordu, komuta ise Yarbay Mitsuo Fuçida’daydı. İkinci dalga 54 bombardıman, 78 pike bombardıman ve 35 avcı uçağından (toplam 167 uçak) oluşuyordu ve neredeyse aynı bölgeden başlıyordu. Ayrıca limandan kaçmaya çalışacak gemileri vuracak denizaltı ve cep denizaltıları tarafından desteklenmekteydi. Saldırı gücünün yeri Doğu Pasifik’e geri dönmek üzere hareket edene kadar Amerikalılar tarafından bilinmemekteydi ve Oahu’nun güneyine birkaç araştırma yapılmıştı. Hava saldırısı için toplam 350 uçak ayarlanmıştı ve kalan 91 uçak, saldırı sırasında uçak gemilerinin korunması için ayrılmıştı. Saldırıyı gerçekleştiren uçaklar hedeflerine eş zamanlı olmak üzere farklı konumlardan ulaşmaktaydı. En kolay zarar görebilecek torpido bombacıları ilk saldırıda yer alırken takip eden saldırı pike ve alan bombardıman uçakları tarafından yapıldı.

800px-USSArizona_PearlHarbor

Çarpışma

Cep denizaltısı saldırısı

Dünya Savaşındaki ilk Amerikan ateşi ve ilk ölümler, aslında Amerikan muhribi USS Ward (DD-139) liman girişindeki devriye sırasında bir cep denizaltısına saldırdığı ve batırdığı zaman, Hawaai saati ile 06:37 de gerçekleşti. Beş Ko-hyoteki Sınıfı cep denizaltısı saldırı başladıktan sonra Amerikan gemilerini torpidolamakla görevlendirilmişti, ve daha sonra bulunabilen dört tanesi de dahil hiçbiri geri dönemedi. Denizaltılarını terk edebilen 10 denizciden dokuzu öldü ve sadece bir tanesi,Kazuo Sakamaki II. Dünya Savaşındaki ilk Japon savaş esiri olarak yakalandı. 1999’da II. Birleşik Devletler Donanma Enstitüsü fotografik analizlerinde cep denizaltılarından birinin limana başarıyla girdiği ve USS West Virginia (BB-48) ya bir torpido ateşlemeyi başardığı gösterildi. Bu denizaltının en son nerede olduğu bilinmemekte.

USS_California_sinking-Pearl_Harbor

Hava saldırısı

İlk saldırı dalgası İmparatorluk Donanması Hava Gücünden Yarbay Mitsuo Fuchida tarafından kumanda edildi.

Saldırı sabahı, henüz resmi hizmete girmemiş ve uzun zamandır denemede olan Ordu Opana Noktası radar istasyonu (Oahu’nun hemen kuzey ucunda konuşlanmıştı), Japon uçaklarını tespit etti, fakat uyarı, sadece kısmen aktif olan istihbarat merkezindeki deneyimsiz ve yeni bir subay tarafından karıştırıldı. -Daha sonra Cheyenne Dağındaki NORAD merkezinden Hava Kuvvetleri Albayı olarak emekli oldu. Operatörlerin daha önce görmedikleri kadar büyük bir sinyal aldıklarını iletmelerine rağmen, gözlem subayı muallakta kalmış altı B-17’nin üsse geldiğini düşündü. Ek olarak bazı ticaret gemileri, önceki günlerde alışılmadık telsiz trafiğini rapor etmiş olabilirdi.

Hava saldırısı adaya yaklaştığında birkaç Birleşik Devletler uçağı vurulmuştu ve en sonunda bir tanesi telsizle anlamsız bir uyarı gönderdi. Ateş başladığında, diğer uyarılar hala işlemdeydi veya onay bekliyordu. Bu erken uyarılar zamanında mükemmel algılansa bile etkili olacağı kesin değildir. Ordu Hava gücünün Japonların Pearl’e saldırdığı uyarısından sonra 10 saati olmasına rağmen, Japonların Filipinler’de ulaştığı sonuçlar Pearl Harbor ile neredeyse aynıydı.

images

Tora! Tora! Tora!

Japon uçakları iki kol halinde saldırdı ve 353 uçak Oahu’ya ulaştı. Hawaii saatiyle 7:19’de (Japonya saatiyle 3:49) Yarbay Mitsuo Fuchida bütün uçaklara mors ile “Genel saldırı” anlamına gelen “To To To” emrini verdi ve 7:53’te (Japonya saatiyle 3:23) ” Biz sürpriz saldırı yapmaya başardık.” anlamına gelen “Tora Tora Tora” şifresini bildirdi.

7:55’te (Japonya saatiyle 3:25)’de Binbaşı Kakuiçi Takahaşi komutasındaki pike bombardıman uçağının Wheeler Hava üssüne 250 Kg. bombasını atmasıyla saldırı başladı. En geniş ve başlıca avcı uçağı üssü olan Hickam üssüne pike bombardıman uçakları saldırırken, korumasız torpido uçakları (uçak gemileri umuduyla) gemilere saldıran 183 uçaklık ilk kola liderlik ediyorlardı. 170 uçaklık ikinci kol Bellows üssü ve Ford Adasına (Pearl Harbor’un ortasındaki Donanma ve Donanma Hava gücü üssü) saldırmaktaydı. Kayda geçen tek direniş birkaç P-36 Hawk ile P-40 Warhawk’ın 25 sortisi ve donanmanın uçaksavar ateşiydi.

Savaş Gemisi Dizisi

Amerikan gemilerindeki askerler bombaların patlama sesleriyle ve “Yangın, kaçın”, “herkes güverteye, saldırı altındayız” bağrışmalarıyla uyandı. Hazırlıkların yetersizliği ile beraber, kilitli cephanelikler, sabotaja karşı kanat kanata park edilmiş uçaklar, yükseltilmiş alarm durumunun olmamasına rağmen, birçok Amerikan askeri savaşın farkındalığı ile hizmet ediyordu. Tuğamiral Isaac C. Kidd ve yüzbaşı Franklin Van Valkenburgh Arizonanın köprüsüne fırladılar ve geminin savunmasını yönetiyorlardı ki, zırh delici bombalardan birinin ön taraftaki ana top taretlerinden birinin magazinini patlatınca her ikisi de bu patlama sonucu hayatını kaybetti. Daha sonra her ikisine de Onur Madalyası verilecekti. Asteğmen Joe Taussig, gemisi USS Nevada (BB-36) ile saldırı sırasında ölüm soğukluğu ile ilerlemekteydi. Muhriplerden biri, güvertesinde sadece 4 subayla (hepsi asteğmendi ve bir yıldan fazla deniz deneyimleri yoktu) ilerlemekteydi. Bu gemi komuta subayı tarafından yakalanmadan, dört gün boyunca denizde hareket etti. Yüzbaşı Mervyn Bennion, West Virginia’nın komuta subayı, Tennessee’nin güvertesindeki bir patlamadan gelen parçalar tarafından kesilene kadar adamlarına komuta ediyordu. İlk uçak düşürme hakkını USS Tautog (SS-199) denizaltısı ilk saldıran uçağı düşürerek kazandı. Muhtemelen en ünlü savunma Doris “Dorie” Millerın, West Virginiadaki Afro-Amerikalı aşçının hiç eğitimini almadan, gemisi bombalanırken bile o anda kullanılmayan bir uçaksavar topuna geçip saldıran Japon uçaklarına ateş ederek en azından bir tanesini düşürmesidir. Donanma Haçı ile ödüllendirilmiştir. Toplamda 14 denizci Onur Madalyası ile ödüllendirilmiş, daha sonra ise saldırı sırasında bölgede olan diğer askerler özel bir askeri madalya olan Pearl Harbor Hatıra Madalyası ile ödüllendirildi.

Saldırı başladıktan 90 dakika sonra bitti. 2403 Amerikalı ölmüş (Bunlardan altmış sekizi sivildi, bir çoğu Amerikan uçaksavarlarının şarapnel ve kovanlarının sivil alana düşmesi ile ölmüştü-Honolu’lu dahil) ve 1.178 kişi yaralanmıştı. Beşi Zırhlı olmak üzere on sekiz gemi batmıştı.

Amerikan kayıplarının neredeyse yarısı — 1,102 kişi — Arizona’daki patlaması ve batmasından dolayı olmuştu. Bir bombardıman uçağının bıraktığı güçlendirilmiş 40 cm.lik bir donanma topunun,Arizonanın iki zırhlı güvertesini geçip, ön taraftaki ana topun magazininde patlamış ve onun batmasına neden olmuştu. Geminin omurgası gemiden ne kaldıysa, bir anıt haline getirilmiştir. Saldırıdan 70 yıl sonra bile, hala limana hafifçe yakıt, yağ sızdırmaya devam etmektedir.

Nevada limandan çıkmaya çalışmış, ama liman girişini kapatması olasılığı ile kıyıya yönlendirildi. Zaten bir torpido tarafından hasar görmüştü ve yolda iken birçok Japon bombacısının hedefi olmuştu. Kıyıya yanaştığında, baştan sona 250 lb (113 kg)’lık bombaların hedefi oldu.

California iki bomba ve iki torpidonun hedefi olmuştu, mürettebat onu yüzdürmeyi başarmaktaydı ama pompaların gücünü arttırırken gemiyi terk etme emri aldılar. Arizona ve West Virginia’dan sızan yanan yakıt yavaş yavaş ona ilerliyordu ve muhtemelen her şeyi daha kötü bir hale getirecekti. Silahsızlandırılmış hedef Utah iki torpido ile delinmişti. West Virginia yedi torpido ile vurulmuştu ve yedincisi dümeni parçalamıştı. Oklahoma dört torpido ile vurulmuştu, son ikisi yan zırhın altına isabet ederek alabora olmasına neden olmuştu. Maryland iki 40 cm mermi ile vurulmuştu, ama ciddi bir hasara neden olmamıştı.

Her ne kadar Japonlar zırhlılara (oradaki en büyük teknelerdi) odaklanmış olsa da diğer hedefleri göz ardı etmediler. Hafif kruvazör Helena torpidolandı ve patlamanın şiddeti yanındaki mayın gemisi Oglala’yı alabora etti. Kuru havuzlardaki iki muhrip yakıt depolarına isabet eden bombalar tarafından yok edildi. Sızan yakıt alev adlı ve kuru havuzlar suyla karışık yakıtla dolarak içindeki gemileri yandı. Hafif kruvazör Honolulu hasar aldı ama görevine devam etti. USS Cassin muhribi alabora oldu ve muhrip Downes ciddi hasar gördü. Tamir teknesi Vestal Arizona patladığı zaman onu çekiyordu ve ağır hasar aldı ve kıyıya çekildi. Deniz uçağı platformu Curtiss de ayrıca zarar görmüştü.

Neredeyse 188 Amerikan uçağının tamamı yok edilmişti ve 155 i yerdeyken vurulmuştu, sabotaja karşı kolay korumak için kanat kanata park edilmişlerdi ve bu durum yok edilmelerini hızlandırdı. Barakalara yapılan saldırılar pilotların ve diğer personelin ölümünü ekledi. Bazı uçaklar ise dost ateşi ile vuruldu.

Elli beş Japon havacısı ve dokuz denizaltıcı saldırı sırasında öldü. Japonların 441 uçağının (350 si saldırıda yer aldı) 29’u kaybedilmiş (dokuzu ilk dalgada, yirmisi ikinci dalgada) ve diğer yetmiş dört tanesi makinalı tüfek ve top atışı ile hasar görmüştü ve yirmiden fazlası uçak gemilerine sorunsuz inmişti.

Pearl Harbor, Amerikan toprakları olarak en önemli saldırıya maruz kalmış olmasına rağmen, Filipinler ve Wake Adasını da içeren II. Dünya Savaşı sırasında Kuzey Amerika’daki ABD topraklarına birkaç saldırı daha vardır.

Bu savaşın tarihi değiştiren etkileri olmuştur. Japon Deniz Kuvvetleri’nin ABD donanmasındaki uçak gemilerini batırmakta başarısız olması etkinin askeri boyutunu önemsiz kılmıştır. Kaldı ki, uçak gemileri batmış olsaydı dahi bu Japonya’ya uzun dönemde yardımcı olamayacaktı. Saldırı ABD’yi ve onun dev endüstriyel ekonomisini İkinci Dünya Savaşı’na yöneltmiştir ve Birleşik Devletler müttefiklerine Almanya, İtalya ve Japonya’yı yenmeleri için büyük miktarda silah ve cephane yardımı yaparak 1945’deki kesin yenilgiyi etkilemiştir.

Birleşik Krallık’ın başbakanı Winston Churchill Pearl Harbor Saldırısı’nın ABD’yi sonunda savaşa çektiğini duyduktan sonra şunları yazdı:

“Yoğun duygular ve heyecanla dolduktan sonra yatağıma giderek kurtulmuş ve müteşekkürlerin uykusunu uyudum.” Müttefiklerin savaşı kazanması ve ABD’nin dünyada baskın bir güç haline gelmesi uluslararası politikayı değiştirdi ve günümüzde hala etkilemektedir.

Askeri tarih açısından, Pearl Harbor Baskını uçak gemisinin deniz savaşındaki önemini gözler önüne serdi ve bu gemiler savaş gemisinin filoda sahip olduğu en önemli yere geçti. Ancak bu gelişme daha ilerideki savaşlardan sonra (Mercan Denizi Savaşı ve Midway Savaşı) dünya deniz kuvvetlerince aşikar olmuştur.

okuyucu yorumlarıOKUYUCU YORUMLARI