arama

I. Kosova Zaferi 15 Haziran 1389

  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş
  • paylaş

Osmanlı Devleti, Sırbistan sınırları içerisinde bulunan Kosova şehri yakınlarındaki aynı ismi taşıyan ovada,  iki defa savaştı. Birincisi 15 Haziran 1389 tarihindedir. Bu tarih, değişik kaynaklarda farklı şekillerde verilmektedir.

Bu savaşta Osmanlı Ordusu’nu I. Murat (Hüdavendigar) yönetiyordu. Karşı cephedeki Haçlı ordusu, Sırp Prensi Lazar komutasında;  Lehistan, Sırbistan, Macaristan, Bosna, Romanya, Boğdan, Hırvatistan ve Bohemya kuvvetlerinden oluşuyordu. Bulgarlar ve Arnavutlarda takviye olarak katılmışlardı.  Haçlı ordusu, Türk Ordusu’nun yaklaşık 3 katı idi. Murad Gazi, savaştan bir gün önce oğulları Beyazıd ve Yakup Beyler ile birlikte komutanlarını topladı. Düşman askerinin çok kalabalık olduğunu, bu durumda savunma savaşı ile düşmanın yorgun düşürülmesi veya doğrudan taarruz edilmesi taktiklerinin hangisinin uygun olacağı konusu ele alındı. Toplantıda bulunan Vezir Ali Paşa, babası gibi alim bir zattı. Söz isteyip Kur’an-ı Kerim’den bir Ayet-i Kerime’yi ezbere okudu. Ayet’te mealen: ”Allah”ın(cc) izni olduğunda, az olanın çok olana galip gelmesi mümkündür.” buyuruluyordu. Sonra, ”Allah (cc), sabredenlere yardım eder.” mealindeki Ayeti okudu. Görüşmeler sonunda, taarruz taktiğinin tercih edilmesi kararlaştırıldı. Ertesi gün savaşa başlanacaktı. İstirahate çekildiler.

Murad Gazi, sabah erkenden uyanıp abdest aldı. Sabah namazını kıldıktan sonra tekrar tekbir alıp hacet namazına durdu. Namazdan sonra ellerini kaldırıp yaşlı gözlerle dua etti:

 ”Peygamberin yüzünün suyu, Kerbela’da akan kan, ayrılık gecesinde ağlayan göz, aşkının yolunda sürünen yüz, dertlilerin hazin gönlü ve canlara tesir eden yakarışları için! Lütfunu bizimle beraber kıl ve muhafazanı bizden eksik etme Ya Rabbi!

      Ya Rab! İslam ehline yardımcı ol, düşmanın elini bizden uzak tut! Günahımıza değil, candan ve gönülden gelen ahımıza bak!

      Mücahitlerini telef ve bizi düşman oklarına hedef ettirme.

      Vücutlarımızı mezardan sakla, İslam’ı tehlikelerden uzak tut. Bunca senedir ettiğimiz duaları ve din uğruna yaptığımız savaşları boşa çıkarma, adını kahrın ile perişan, yüzümü halkın içinde siyah etme! İslam topraklarını ayaklar altında çiğnetme, utanç içindeki insanların yaşadığı bir yer haline getirme.

     Ya Rabbi, bilirim ki İslam ehline lütufların çoktur. Bu lütuflarını bu savaşta da göster. Din yolunda şehit olunacaksa beni et de ahirette mutlu bir yere ulaşayım.”

Murat_Hüdavendigar

     Dua bittiğinde, Türk ordusu, saf bağlamış Hünkarını bekliyordu.

Savaş, düşmanın top ateşi ile başladı. Haydar ağa karşılık verdi. İlk saldırı düşmandan geldi. Düşmanın tüm askeri zırhlı idi. Türk ordusunun yağdırdığı oklardan hiç etkilenmiyorlardı. Okçularımız dağılınca göğüs göğüse, kılıç, süngü ve gürz savaşı başladı. Şehzade Beyazıd, kendisine Yıldırım unvanını kazandıracak çeviklikle ordusunun başında zayıf bulduğu her yere koşuyor, düşmana aman vermiyordu. Sonra yan kollar, düşmanın üzerine saldırdı. İkindi vaktine ulaşıldığında, Haçlı ordusu binlerce ceset haline dönüşmüştü. Sırp Kralı ile Haçlı ordusunun baş komutanı Lazar da artık birer cesetti.

kosovaaa

     Gazi Murad, manzarayı görünce atından inip secdeye kapandı. Dualarının belli belirsiz mırıldandığı ağzı, gözyaşlarıyla ıslanıncaya kadar devam etti. Sonra kalkıp savaş meydanını dolaşmaya koyuldu. Yaralılardan biri kendisini tanıttı: Lazarın damadı Miloş idi. Han ile konuşmak istiyordu. Muhafızlar bırakmadılar. Gazi Murad Han, ”Bırakın gelsin, bir diyeceği varsa desin!” diye emir buyurdu. Miloş geldi ve elbisesinin altında sakladığı hançerle, muzaffer Padişah’ı şehid etti. Osmanoğulları Hanedanının ilk ve  tek gazi/şehidi; inandığı, adını yüceltmek için savaştığı Rabb’ine kavuştu. Şehzade Beyazıd, az sonra yoğun bir matem havası içerisinde padişah ilan edildi. Birinci Kosova Savaşı, Balkanlarda Türk hakimiyetinin perçinlenmesini sağladı.

okuyucu yorumlarıOKUYUCU YORUMLARI